Zam dönemi bitti, kemer sıkma politikaları gelebilir

Cumhurbaşkanı seçimini ikinci turda kazanan Recep Tayyip Erdoğan, yeni kabineyi açıkladı.

Erdoğan'ın yeni kabinesinde en çok dikkat çeken isim Mehmet Şimşek oldu.

Şimşek'in Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanması ne anlama geliyor? Erdoğan'ın faizleri düşürme politikası bundan sonra nasıl şekillenecek? Şimşek'e ne kadar bağımsızlık tanınacak? Şimşek’in ilk açıklamaları ne anlama geliyor?
Şimşek'in ekonominin başına geçmesini ve ilk açıklamalarını yorumlayan ekonomi uzmanlarının ortak kanısı "Kemer sıkma politikaları geliyor. Çalışanları, emeklileri yine parlak bir dönem beklemiyor. Emekliye, memura zam dönemi bitmiş olabilir..." şeklinde.

'’BATI SERMAYESİNİN DUYMAK İSTEDİĞİ EZBERE BİR ŞİİR’

Gazete Duvar yazarı Süleyman Karan, Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanan Mehmet Şimşek’in ilk açıklamalarını ‘’Herkes kısa vadeli önlemler ve bir perspektif beklerken, daha çok Batı sermayesinin duymak istediği ezbere bir şiir’’ olarak değerlendirdi.

Mehmet Şimşek’in ‘başarısı’ denen şeyin, başka bir zaman diliminde yaşanmış, ‘konjonktürel kaldıraçlı başarı ve günümüzde yaşanan başarısızlıklar silsilesinin ilk adımı’ olduğunun altını çizmek gerektiğini belirten Karan, ‘’O gün dolarlar gökten yağıyordu, başta ve hala bankacılık ve finans sektörünün yapısal sorunları acı ilaç içilerek belli oranda çözülmüştü. Ve o dönemde, olumlu küresel koşullarda bile başımızın belası yapısal sorunların hemen hiçbiri çözülmedi’’ dedi.

Şimşek’in devir teslim törenindeki konuşmasına ‘’Dikkatimi çeken en temel mesele, her şeyi ‘orta vade’ye ötelemesi oldu. Makro ekonomik göstergelerden söz etmeyerek, temenni kapsamında, ‘zordaki şirketin yatırımcı arayan PR’cısı’ söylemi ise konuşmanın ikinci temasıydı. Bu haliyle, bilançosu maskelenmiş, her kalemi sorunlu bir şirketi makyajlama retoriği’’ dedi ve şöyle devam etti: ‘’Fiyat istikrarının sağlanması için faiz politikalarının ne olacağını söylemesi gerekli, söylemiyor. Seçim ekonomisinin yerel seçimlerin sonuna kadar devam edeceği çok açıkken, bütçe disiplininden de söz etmiyor. Cari açıktaki makas mevsimsel olarak azalacağı için, sanırım buna güvenerek ihracatın ithalatı karşılama oranındaki yapısal sorunlara da değinmiyor’’.

'BALON EKONOMİSİ...'

Karan’a göre yanıtı olmayan bir diğer soru ise, ‘’Sürdürülebilir yüksek büyümenin nasıl olacağı? Süleyman Karan, bu sorunun yanıtının da verilmediğine dikkat çekerek şunları söyledi: ‘’İlk çeyrek verilerinde de gördüğümüz gibi büyümenin yapısal çözümlemesi sürdürülebilir değil, balon ekonomisinin bir karşılığı... İhracat ve sanayinin büyümedeki payı eksi. Bunun da bir yanıtı yok.

Konuşmasında hep orta vadeden söz ediliyor. Türkiye’nin orta vadesi nedir? Hiç belli değil. Özetle, Şimşek’in ilk açıklamasından çıkan sonuç; makro göstergeler ve yapısal sorunlarıyla çok ciddi bir ameliyata ihtiyacı olan batık bir şirketin roadshow’a çıkmadan önce PR kafasıyla hazırlanmış bir basın bülteninin söze dökülmüş hali. Eğer ki bir para getirecekse, bunun sebebi asla bu konuşma ya da ekonomi yönetimine güven değil, bu puslu jeopolitik ortamda, başta Batı olmak üzere, olası her kaynakla yapılacak celep pazarlığı olacaktır. Bunu yapacak olan da zaten Mehmet Şimşek değil, AK Parti Genel Başkanı’dır’’.

’YENİ DÖNEMDE KEMER SIKMA POLİTİKALARINA GEÇECEKTİR’

Gazete Duvar yazarı Levent Gürses ise Mehmet Şimşek’in görev yaptığı dönemde sıkı sıkıya devreden IMF politikalarını izlediğini hatırlattı: ‘’Eski bir Merrill Lynch ekonomisti olan 2007-2009 arasında IMF ve Dünya Bankası'nın Türkiye guvernörlüğünü yapan Mehmet Şimşek, 2009-15 arasında da Maliye Bakanlığını yürüttü. Bu anlamda her zaman Batılı finans çevreleri tarafından desteklenen bir ekonomi simasıdır..."

’Yeni dönemde de kemer sıkma politikalarına geçecektir’’ diyen Gürses, ‘’Kemer sıkma, daha az ücret artışı, harcamalarda kısıntı, vergi artırımları ile bütçe açığını azaltma politikasıdır. Anlaşılacağı gibi, çalışanları, emeklileri yine parlak bir dönem beklemiyor’’ ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin temel sorunun kaynak sıkıntısı olduğunu belirten Gürses, Yakın zamanda içeriden ve dışarıdan güçlü kaynak girişi beklenmemekte. Kısacası, Winston Churchill'in başbakanlık görevini devralırken söylediğini biraz değiştirirsek, "Ücretlerin erimesi, alım gücünün düşmesi, yeni vergilerden başka vaat edecek bir şey yoktur..." dedi.

Mehmet Şimşek’in ilk açıklamalarını da değerlendiren Gürses, ‘’olumlu bir beklenti olarak ilk demeçler 'şeffaflık' vurgusu yapmasına dayanarak, doğru verilerin açıklanması olabilir’’ diye konuştu.

'TEDİRGİNLİK SADECE PİYASADA DEĞİL MEHMET ŞİMŞEK’TE DE VAR’

Ekonomist Emrah Lafçı da Mehmet Şimşek’in göreve gelme dönemini analiz etmek gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi: ‘’3-4 aydır Mehmet Şimşek ikna edilmeye çalışılıyor. Bu kamuoyuna yansıyor. İktidar partisini küçük düşürecek şekilde bir görüşme yapıldı, basın çağrıldı sonra Mehmet Şimşek’in herhangi bir açıklama yapılmadan arka kapıdan çıkıp gittiği geceyi de yaşadık. Martta Mehmet Şimşek iki paylaşım yaptı. 'İşlerimin yoğunluğu nedeniyle aktif siyasette yer almayı düşünmüyorum'’ dedi. Dolayısı ile bakanlık teklif edilmiş kişinin neden bakanlığı reddettiğini düşünmek lazım. Birincisi, bu mevcut durumdaki ekonomik yapının bir enkaz olduğunu gösterir. İkincisi Mehmet Şimşek’in daha önce yaşanan tecrübeler sonucu Erdoğan’ın kendisini rahat bırakmayacağını, icraatlarına karışacağını düşündüğünü gösteriyor olabilir. Dolayısı ile tedirginlik sadece piyasada değil Mehmet Şimşek’te var.’’

ZAM DÖNEMİ BİTMİŞ, VERGİLERDE ARTIŞ DÖNEMİ BAŞLAMIŞ OLABİLİR

Mehmet Şimşek’in "Kendi döneminde yapmak istediği ama yapamadıkları var’’ diyen Emrah Lafçı şöyle devam etti: ‘’Yapamadığı iki şey var, bunlardan bir tanesi yapısal reformlar, diğeri bütçe disiplini. Dolayısı ile biz önümüzdeki dönemde seçim vaatleri ve depremle oldukça açılmış bulunan bütçenin biraz daha dengeli gitmesini bekleyebiliriz. Bu da harcamalarda kısıtlama anlamına gelir. Öyle eskiden olduğu gibi emekli maaşlarına şu kadar zam, memura bu kadar zam dönemi bitmiş gibi olabilir. Vergilerde artış olacaktır. Çünkü Mehmet Şimşek, ikiz açık dediğimiz dış ticaret açığı ve bütçe açığından çok korkuyor. Türkiye’nin şu anda iki sorunla da karşı karşıya olduğunu biliyoruz. Dolayısı ile iş çok zor.

‘KADROLAR DEĞİŞEBİLİR, KAVCIOĞLU’NUN SON GÜNLERİ OLABİLİR’

İlk önce baştan aşağı kadrolar değişebilir. Bunların başında merkez bankası geliyor. Şahap Kavcıoğlu’nun son günlerini olduğunu söyleyebiliriz. BDDK, belki SPK geliyor veya belki kamu bankaları. Önemli yerlerde bürokrasiye atamalar gerçekleştirecek. Burada yapmak isteyeceği ve yapabileceği şeyler arasında bir fark olabilir. Çünkü herkesin malumu Erdoğan bu kadar gücü konsolide etmişken ekonomi ile karar alma yetkisini tamamen Mehmet Şimşek’e vermesini beklemek saflık olabilir.

Devir teslim töreninde Mehmet Şimşek’in söylediği gibi rasyonel politikalara hızla geri dönülmesi gerekiyor. Bu ne demek, irrasyonel politikalar uygulanıyor. O zaman demek irrasyonel politikalar belli bir amaç uğruna uygulandı. Belki de seçim kazanmak için uygulandı. AKP için işe yaramış ama Türkiye için işe yaramadığı belli. İşe yaramadığı ortada ki zaten bir kurtarıcı arandı. Onun adı da Mehmet Şimşek.

’BİR SÜRE KUTLAMA OLABİLİR, SONRASINDA GERÇEKLERLE YÜZLEŞECEĞİZ’

Önümüzdeki dönemde yabancı yaratımcıyı ikna etmesi için vakit gerekiyor. Her U dönüşünde bizim hareket alanımız giderek kısıtlanıyor. 2020 aralık Berat Albayrak istifası sonrasında 2021 başında bir U dönüşünü gerçekleştirmiştik. Lütfü Elvan ve Naci Ağbal’ın geldiği dönem. O zaman iktidara bir kredi penceresi sunulmuştu. 2 sene sonra aynı uçurumun kenarında tekrardan kurtarıcı olmak aynı yabancı yatırımcıyı '3-4 ay sonra başımıza aynı şey gelir mi’ sorusu ile baş başa bırakacaktır. Türkiye’nin ekonomik durumun, temel değişkenleri 2020 sonunda daha kötü. Hem seçim ekonomisi uygulandığı için hem rezervler harcandığı için. Önümüzdeki dönem Mehmet Şimşek ve ehli kadrolar geliyor olsa bile yatırımcıyı ikna etmesi kolay olmayacaktır.

Yerel seçimler olduğunu hatırlayacak olursak biraz çalkantılı bir dönem bizi bekliyor. Bir süre bir kutlama olabilir ama sonrasında gerçeklerle tekrar yüzleşeceğiz."